BUGÜN 10 KASIM

                Bugün 10 Kasım, onun bu dünyadan ayrılışının 80. yılı. Ancak biz biliyoruz ki, bugün Türk’e ve Türklüğe ait her şeyde o var. Onun karaltısı dağ başlarını tutuyor, en geniş ovaların sonuna, içimiz kadar kapalı kuytu köşe bucaklara uzanıyor, onun ruhu, engin mavi gözleri gökyüzünde her an üzerimizde. Bize ileriyi, çağdaşlığı, demokrasiyi gösteriyor.

            Bugün Anadolu’da var olan her şeyde onun düşüncelerinden, eylemlerinden bir iz var. Bu vatan için canını çekinmeden veren şehitlerimizin kanlarının her damlasında, Anadolu ovalarında tarlasında çalışan milletin efendisi çiftçilerimizin alınlarından akan her damla alın terinde, laboratuvarlarda sabahlayan bilim adamlarımızın uykusuz göz pınarlarında, kimsesizleri kol kanat geren cumhuriyetimizin kurumlarında, onun bize aşıladığı cevher var. 10 Kasım günü onun bu fani dünyaya gözlerini kapamasıyla her şey bitmedi, aksine ektiği demokrasi tohumlarıyla yeniden doğdu. Onun ölen tarafı her fanide olduğu gibi zaten en az var olan tarafıydı. O bu kadar devrimi ve zaferi etten kemikten yaratılan tarafıyla yapmadı. Onun asıl var olan ve bugün, yarın ve sonsuza kadar var olacak olan tarafı, Türkiye sınırlarını aşan cevherdir. Bu cevher Türk olmaktır. Bu cevher onun mavi gözlerinden fışkırarak bütün yurdu sarmıştır. Fakat 10 Kasım günü gözlerinin kapanmasıyla bu cevherin zerresi kaybolmamıştır. Bugün her Türk gencinin damarlarında dolaşan, Türkiye Cumhuriyeti’nin semalarını dolduran o cevheri iliklerimize kadar duyarak onun var olduğunu hissediyoruz.

Bütün bunların ışığında bugün bize düşen ağlamak, sızlamak değil, onun keşfettiği içimizdeki cevherden alacağımız güçle çalışmak, cumhuriyetimizi ve cumhuriyetimizin kazanımlarının devamını sağlayarak daha ileri gitmek, atamızdan aldığımız mirası gelecek nesillere taşımak olmalıdır. Bunun için ihtiyacımız olan tek şeyin Atatürk İlke ve Devrimleri olduğunu bilerek çalışmak ve başarmaktır. Onun bizden istediği tek şey budur. Atamızın da bir nutkunda söylediği gibi; Türk çocukları karamsarlığa düşmeden içlerindeki bu cevheri fark ederek atalarından daha büyük işler yapacak gücü kendisinde bulacaktır. Bunun için ihtiyacı olan tek şeyin damarlarında dolaşan asil kanın olduğunu bilmesi yeterli olacaktır.

Her şeye rağmen bugün onun yokluğundan büyük keder duyuyoruz. Onu her zamankinden daha fazla özlüyoruz. Bunu da ancak Türk olan bilir.

Ercan BİL

Türkçe Öğretmeni